Kategori arşivi: Sağlık-Bakım

Grip Tedavi Yöntemi: Terleme

İnsan vücuduna bir şekilde bulaşmış olan girip virüsü bazı hastalar üzerinde 38 derece ve üzerinde ateş belirtisi gösterir. Aynı zamanda şiddetli kas ve eklem ağrısına yol açan grip, tireme, halsizlik, bitkinlik gibi belirtileri de beraberinde getirir. Bunun yanı sıra öksürük, baş ağrısı  gibi çeşitli etkileri de mevcuttur.grip tedavisi, grip nasıl tedavi edilir, terleme ile grip tedavisiGrip hastalığına yakalanan insanlarda aşırı terleme gözlemlenebilir. Tıbben doktorlar bunun iyi bir gelişme olduğunu söylerler. Çünkü terleme ile birlikte vücuttan virüs atılımı gerçekleşir. Yani iyileşmenin önemli bir adımı terlemedir. Grip rahatsızlığı ile birlikte gelen belirtiler etkisini yaklaşık olarak 1 hafta boyunca sürdürürler. Ancak hastalar üzerinde gözlemlenen halsizlik ve bitkinlik gibi durumlar yaklaşık olarak 2 haftaya kadar devam edebilir. Çünkü hastalığın temel etkeni olan bu virüs çok dirençlidir. Aynı zamanda vücutta uzun süre kalabilir. Bunun vücuttan dışarı atılmasının en etkili yollarından birisi terlemedir.

Toplumda büyük kitleleri etkileye bilecek ve solunum yoluyla bulaşabilen bu grip virüsünden korunmanın en önemli yolu bağışıklığımızı desteklememiz olacaktır. Zayıf bir bağışıklığa sahip bireylerin gribe yakalanması diğer bireylerden daha kolaydır. Gripten korunmak amaçlı bir çok önlem almalı dikkat etmelisiniz.

Grip Etkisiyle Terleme

Genellikle kış aylarında insanların başına gelen grip hastalığı kapalı ortamlarda çok uzun süre vakit geçirilmesi etkisiyle hızla yayılır. Toplumda adeta bireyden bireye bir salgın şeklinde yayılan grip havasız ortamlarda çok daha hızlı bir şekilde yayılır. Bu yüzden grip geçiren bir kişinin bulunduğu ortam sürekli havalandırılmalıdır.

Grip terleme etkisi gösterebilen ve vücuttaki direnci büyük ölçüde azaltan ve yok edilmesi oldukça zor bir virüs türüdür.  Bu yüzden gripten korunmalı ve gribe yaklanmamak için sürekli dikkat etmeliyiz. Sağlıklı beslenmeli ve kişisel temizliğimize özen göstermeliyiz. Bunun dışında çok kapalı alanlarda çok sık bulunmamalı havalandırılabilen alanları seçmeliyiz.

Ortodontinin Diş Sağlığı Üzerindeki Etkisi Nedir?

Diş tedavisinde farklı bir uygulama olan ortodonti tedavisi diş yapısında ya da çene yapısında meydana gelen bozulmaların tedavi edilmesi için kullanılan bir tedavi şeklidir. Diş yapınızda bozukluklar yani çarpıklık ya da ayrıklıklar oluştuğu zaman, alt ve üst çenenin normal oranlarda kapanmadığı ya da çene kemiğinizin ileri doğru kapanması halinde diş teli kullanımı gerekebilmektedir. Diş yapısındaki bozukluk yetişkinlik döneminde kişilerin alttan gelen dişlerinin diş yapısını ve çene kemiği yapısını bozmasına neden olur. Bu nedenle hem önlem alınması gereken durumlarda hem de sonradan fark edilen diş problemlerinde diş teli kullanımı ortodonti tedavisi çerçevesinde yapılabilmektedir.ortodontinin diş sağlığına etkisi, ortodontinin yararları, ortodonti nedirDiş yapısında oluşan probleme göre diş tellerinin takılı kalma süresi değişebilmektedir. Diş yapısındaki farklılıklar nedeni ile yetişkinlerde diş kullanımı daha uzun sürerken çocuklarda bu durum daha kısa sürebilmektedir. Çocuklarda 7 ya da 8 yaşlarından itibaren diş teli kullanımı gerçekleştirilebilir. Çocukların diş yapısı daha gelişme aşamasında olması nedeni ile şekil verilmesi daha kolay ve çabuktur. Bu nedenle de çocukların diş teli kullanımı daha kısa sürebilmektedir. Yetişkinlerdeki durum ise diş yapısına ve diş telinin doğru kullanılmasına göre değişebilmektedir. Ortodonti tedavisi sağlıklı bir diş yapısına sahip olmak için uygulanabilecek en kolay ve etkin tedavi yöntemlerinden bir tanesidir. Bu nedenle diş yapısındaki bir bozulmanın tedavisi ortodonti ile daha kolaydır.

Diş yapısındaki meydana gelen çarpıklıklar pek çok hastalığa neden olabilmektedir. Çene yapısının bozulmasına neden olabilen diş çarpıklığı aynı zamanda görüntü olarak da büyük bir sorundur. Günümüzde en önemli şeylerden bir tanesi olan görüntüde diş bozukluğu olması kişilerin kariyerinden psikolojik hayatına kadar pek çok yerde sorun oluşturabilmektedir. Bu nedenle imaj yenilemek ya da görüntüsünü iyileştirmek için de pek çok kişi ortodonti tedavisinin kapısını çalabiliyor. Yapılan uygulamanın nasıl yapılacağı ya da tedavinin ne kadar süreceği kişinin diş telini kullanmasına ve diş yapısına bağlı olacaktır. Diş teli kullanımında diş temizliğine dikkat edilmesi ve sakıncalı olan yiyeceklerden uzak durulması tedavinin kısa sürmesi için gereklidir.

Görünmez diş teli neden tercih edilmelidir?

Diş teli tedavisi olanların ya da diş teli tedavisi olmak isteyenlerin her zaman en çekindikleri konu ağızlarında diş teli varken oluşacak görüntüdür. Bu nedenle gelişen teknoloji ve ortodonti görünmez diş teli tedavisini hastalarına büyük bir nimet olarak sunmaktadır. Görünmez diş teli sayesinde çocuklar ve gençler diş teli tedavisini çok daha kolay bir şekilde kabul edebiliyorlar.görünmez diş teliGörünmez diş teli tedavisinin diğer adı da invisaligndir. İnvisalign ile takılan diş telleri dişin görünmeyen bölümüne yani iç tarafına monte edilir. Normal yöntemde ise bilindiği gibi dişin ön yüzüne braketler monte edilmektedir.  Görünmez diş teli sayesinde hastalar psikolojik olarak daha rahat etmekte ve günlük hayatlarında kendilerini mutlu hissetmektedirler. Bu nedenle görüntü konusuna kafa yoran herkes bu diş teli türünü tercih etmelidir. Bu tedavi yönteminin tedavi süresini uzattığı yönünde görüş bildiren kişiler olsada hastanın kendisini psikolojik olarak hangi tedavi yöntemi ile rahat hissedeceği oldukça önemli bir detaydır.

Görünmez diş teli tedavisinin dışında indirekt bonding yöntemi ile de yapılan tedaviler kişilerin psikolojik olarak kendilerini iyi hissetmelerini sağlayabilir. İndirekt bonding yönteminde diş teli tedavisi olmak isteyen kişinin ağız yapısına uygun bir kalıp oluşturulur. Bu kalıp yeterli sertliğe ulaştıktan sonra braketler özel bir yapıştırıcı sayesinde kalıbın üstüne monte edilir. Bu şekilde hasta sıklıkla olmasa bile bazı durumlarda diş telini ağzından çıkartabilecek bir tedavi yöntemi ile karşı karşıyadır. Bu durumda hastanın psikolojik olarak kendisini iyi hissetmesine neden olur.

Yazının ilk bölümlerinde belirttiğimiz gibi görünmez diş teli tercihinin görüntü dışında bir avantajı olduğu söylenemez. Hatta bazı kişiler bu tedavi yönteminin tedavi süresini uzattığını bile iddia ediyorlar. Ancak dediğimiz gibi kişinin tedavi süresince psikolojik olarak iyi bir durumda olması çok önemli. Birçok kişi görünümlerinde oluşacak değişikliklerden rahatsız olabilir ve bu durum her hareketlerine yansıyabilir. Bunun önüne geçmek için invisalign yöntemini tercih etmeleri çok daha mantıklı bir durumdur.

Depresyon İle Anksiyete Hakkında Bilinmesi Gerekenler?

nksiyete ve depresyon günümüzde çok sık rastlanan psikolojik rahatsızlıklardan olmasına rağmen çoğu insan bunları rahatsızlık olarak görmez. Hatta bu hastalıklarla boğuşan insanların ilgi çekme çabası içinde oldukları bu konuda herhangi bir bilgiye sahip olmayan insanlarca iddia edilir.Bunun en önemli nedenlerinden biri ise insanların sorunu çözmeye değil de görmezden gelmeye odaklı olmalarıdır.Bu rahatsızlıkların nedeni sorgulandığı  vakit ise  görebileceğiniz insan tipi de budur. Bu konu hakkında yüzlerce makalenin ve haberin olması son zamanlarda bu rahatsızlıkların bir kapristen öte olduğunu kanıtlamaktadır. Belki de bilimin en güzel yanı insanların sıkıntılarına eğilmek ve bir kenara itilmesini engellemektir.Bazı insanlar tarafından kabul edilen hastalık tanımı sadece fiziksel odaklı olsa da, psikolojik rahatsızlıkların çoğu fiziksel hastalığa neden olmaktadır.depresyon nedir, anksiyete nedir, depresyon ile anksiyete farklarıAnksiyete Ve Depresyonun Süreçleri

Anksiyete ve depresyonun en sıkıntılı evrelerinde bağışıklık sistemi giderek zayıflar,iştah kaybı, kusma ve uyku problemleri ortaya çıkar ve bu insanlar zihinlerinde kaldıramayacakları yüklerin altına çoktan girmişlerdir.Üstüne, bunlar gibi fiziksel rahatsızlıklar da devreye girince iş çıkmaz bir boyuta girer.Onlar için artık çözüm yoktur; hayatları bu şekilde devam edecekmiş gibi yaşarlar.Arkadaşlık,dostluk gibi kavramların içi boşalmaya başlar zihinlerinde.Dışarı çıkmak istemezler hatta tüm gün evde yatmak en iyi çözümmüş gibi gelir onlara.Bir yandan da depresyonlarından kurtulmak için internet kaynaklarından araştırmaya başlarlar ama internet denilen bilgi çöplüğünde karşılarına çıkan çözümler oldukça klişedir.Bir hobiye sahip olmak,müzik dinlemek ve dahası onların aklına gelmemiş gibi anlatılır bazı sitelerde.Bu rahatsızlıklar bir günde çözülecek cinsten değildir.Yavaş yavaş gelişme kaydetmek en sağlıklı yoldur.İnsan içine yavaşça çıkmak,buna en yakın arkadaşlarından başlamak en iyi yöntemdir.Önce ağızlarını dahi açmaya bilirler. Bu devrede onlara yardımcı olacak,onları yavaş yavaş konuşturacak insanlar gereklidir.

Ön Yargılarınızı Bırakın

Kafalarında diğer insanların daha uyumlu ve becerikli oldukları  hatta kendilerinin bir işi beceremeyecekleri fikrini atmak kolay değildir fakat yavaş yavaş çözüme kavuşabilir.Bir insanı hayata bağlayan duyguları yeniden canlandırmak gerekir.Depresyondan ve anksiyeteden muzdarip insanlar bunların farkındadır fakat onlara yardım edecek bir uzman,dost veya aileden biri bu süreci tahmin edilemeyecek şekilde hızlandırır. Depresyon ve anksiyete durumunda ön yargılı olmak gereksiz ve saçmadır çünkü kimse bilerek ve isteyerek mutsuz olmayı istemez.Bu durumda çekilen nutukların veya  basit tavsiyelerin bir anlamı yoktur.Yardımcı olmak isteyen insanların yapması gereken en önemli husus depresyon sıkıntısı çeken insanların kendilerini sevmelerini sağlamalarıdır. Ön yargılarınızdan kurtulun ve yardım etmeye çalışın.

Kuru Öksürük Neden Olur? Ne İyi Gelir? Hazırlanabilecek Şifalı Tarifler

Öksürük genellikle havaların soğuması ile birlikte daha çok görülen bir sorundur. Öksürüğün tam olarak nedeninin anlaşılabilmesi için tipinin, süresinin ve özelliklerinin bilinmesi gerekir. Kısa süreli yani geçici olan öksürükler çoğu zaman normal, basit görülürken haftalarca devam eden, solunum zorluklarına neden olan öksürüklerin ciddi nedenleri olabilir. Sürekli devam eden öksürük ve beraberinde gelen balgam ya da kanlı balgam durumunda ciddi bir sağlık probleminin varlığı düşünülebilir. Bu durumlarda vakit kaybetmeden uzman bir hekime başvurmakta fayda vardır. Peki grip, soğuk algınlığı gibi durumlardan kaynaklanan kuru öksürüğe karşı evde bitkisel olarak hazırlanabilecek tarifler nelerdir?öksürüğe ne iyi gelir, kuru öksürük nedenleri, kuru öksürük sebepleri

  1. Soğan

1 adet küçük soğanı ince şekilde kıyıp bir bardağa aldıktan sonra üzerine 2-3 yemek kaşığı kadar bal ilave edin. Bal ve soğan biraz özleştikten sonra üzerine ılık su ekleyin. Bu karışımı öksürüğün olduğu günlerde sürekli içebilirsiniz. Kuru öksürük ve nefes darlığına oldukça iyi gelen bir tariftir.

  1. Üzüm

Üzüm ciğer sağlığı için oldukça faydalı bir meyvedir. Yanı sıra oldukça da güçlü bir antioksidandır. Kuru öksürüğe sebep olan bakteriler üzümle vücuttan dışarı atılabilir. Üzümü suyunu sıkarak ya da direkt olarak tüketerek öksürüğün şiddetini azaltabilirsiniz.

  1. Tuzlu Gargara

Kuru öksürükler bir süre sonra boğazı tahriş edecek ve kaşıntılara sebep olacaktır. Devamında ise ses kısıklığının görülme olasılığı yüksektir. Böyle bir durumun önüne geçmek için tuzlu gargara denenebilir. Bir çay bardağının içerisine 2 çay kaşığı kadar tuz ilave edip çözünmesini bekledikten sonra gargara yapabilirsiniz. Günde 2-3 kez uygulanabilir.

  1. Tarçınlı Süt

Boğazı yumuşatma özelliği olan süt antioksidan özelliği olan tarçınla birleştiğinde doğal bir antibiyotik halini alacaktır. Ilık sütün içerisine 1 çay kaşığı kadar tarçın ilave ettikten sonra tüketebilirsiniz. Dilerseniz bal da ekleyebilirsiniz.

  1. Badem

Badem içeriğindeki bol vitaminlerle öksürüğe oldukça iyi gelen bir besindir. Özellikle kuru öksürük gibi durumlarda bademi bir bardak su içerisinde bekletip üzerine bal ve tereyağı ekleyip macun kıvamına getirebilirsiniz. Öksürüğü kısa süre içerisinde kesecektir.

Serotonin Nedir? Ne İşe Yarar? Etkileri Nelerdir?

Duygu durumu, davranış ve tutumlar üzerinde doğrudan bir etkiye sebep olan serotonin hormonunun yeterli bir miktarda salgılanması kişinin hayat kalitesini doğrudan etkileyebilmektedir. Bu hormon aynı zamanda “mutluluk hormonu” olarak a bilinmektedir. Yeteri kadar salgılanmaması halinde depresyon, anksiyete gibi pek çok psikolojik rahatsızlıklara sebep olabilir.serotonin nedir, serotonin ne işe yarar, serotonin etkileriSerotonin hormonu esasında nöronlar arasında sinyaller ve mesajlar göndermeye yarayan bir nörotransmittir. Kimyasal bir sinir hücresi olarak hem bağırsaklarda hem de beyinde üretilmektedir. Birçok fiziksek ve psikolojik yeti üzerinde etkilidir. Serotonin hormonu doğrudan hem ruh halini hem de sosyal davranışları direkt olarak etkilemektedir. İştah, uyku, zihinsel işlevler, cinsel istek gibi birçok unsur serotonin hormonu ile doğrudan bağlantılıdır. Beyinde yeteri düzeyde mutluluk hormonunun salgılanması işe kişi dış dünya ile daha sıkı bağlar kurar. Fakat tam tersi olarak hormonun az salgılanması durumunda kişi dış dünyayı bir tehdit unsuru olarak algılayacaktır. Bu durumda daha saldırgan, stresli, gergin, insanlardan uzak davranışlar görülmesi muhtemel olacaktır.

Serotonin hormonunun az salgılanmasının ayrı fazla salgılanmasının ayrı etkileri mevcuttur. Fazla salgılanması tatlı ve hamur işi tüketme isteğini getirirken az salgılanması iştahsızlık, stres gibi etkiler yaratacaktır. Ayrıca yine az salgılanması halinde kişi sürekli olarak halsizlik, yorgunluk gibi belirtiler görülecektir.

  • Serotonin hormonu bağırsak işlevleri üzerinde etkilidir. Bu hormonun eksikliğinde kabızlık, şişkinlik, hazımsızlık gibi sindirim sistemi bozukluklarının görülme olasılığı yüksektir.
  • Serotonin hormonu ruh sağlığını etkilemektedir. Ruh sağlığının dengeli ve stabil olması serotonin hormonunun düzeyi ile ilişkilidir. Bu hormonun az salgılanması başta depresyon, kaygı bozukluğu, mutsuzluk ve gerginlik olmak üzere çeşitli rahatsızlıklara neden olabilir.
  • Serotonin hormonu kişinin uyku düzeninde de etkilidir. Bu hormon beynin uyuma ve uyanık kalma sürecini de kontrol etmektedir.
  • Serotonin kemik sağlığını korumaktadır. Kemik zayıflaması, kemik erimesi, osteoporoz gibi rahatsızlıkların görülme riskini azaltır.
  • Serotonin hormonu cinsel fonksiyonlar üzerinde de etkilidir. Bu hormonun fazla salgılanması cinsel isteksizlik anlamına gelirken az salgılanması cinsel isteği artırmaktadır. Sağlıklı bir cinsellik için hormon düzeyinin normal olması gerekmektedir.

Anoreksiya Nervoza (Zayıflama Hastalığı) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Anoreksiya Nervoza bir tür yeme bozukluğudur ve tedavi edilmediği durumlarda hayatı tehdit edici bir boyuta gelebilir. Bu rahatsızlık aynı zamanda psikolojik bir rahatsızlıktır. Her yaş ve cinsiyetten insanlarda bu rahatsızlığın görülebilme ihtimali vardır.anoreksiya nervoza ne demek, anoreksiya nervoza nedir, anoreksiya nervoza teşhisiZayıflama hastalığına sahip bireylerin vücut ağırlıklarında anormal şekilde düşüklük görülür. Ayrıca bu kişiler ciddi bir şekilde kilo alma korkusu yaşarlar. Bu nedenle de bu kişiler vücut şekillerini, kilolarını kontrol altına alabilmek için yaşamlarında ve beslenme biçimlerinde büyük değişiklikler yaparlar. Anoreksiya Nervoza hastaları özellikle porsiyonlarında ciddi bir azalmaya giderler. Vücudun ihtiyacı olan kaloriyi almazlar ve çok yediklerini düşündüklerinde ise kilo almayı önlemek için kusmaya çabalarlar. Hatta bazı hastalar müshil, diyet ilaçları, diüretik ve lavman gibi çeşitli ilaçlara başvurmaktadır. Anoreksiya Nervoza hastaları hiçbir zaman verdikleri kiloları yeterli görmezler ve sürekli bu tarz davranışlara yönlenirler.

Anoreksiya Nervoza hastalığının nedenlerinin başında genetik faktörler olduğu düşünülmektedir. Yani ebeveynlerinden, kardeşlerinden birinde Anoreksiya Nervoza olanların bu hastalığa yakalanma riski daha fazladır. Ancak birçok hastaya bakıldığında; mükemmeliyetçilik, duyarlılık ve sebat etmeye yönelik eğilimler olduğu da görülmüştür. Peki bu rahatsızlığın en önemli belirtileri nelerdir? Bu hastaların kendilerine özel bir beslenme davranışı vardır. Kilo almaktan aşırı korkarlar ve yeterince zayıf olmalarına rağmen sürekli diyet yaparlar. Yemek yemekten kaçınırlar ve bunun için de sık sık mazeretler uydururlar. Gizli yemek yeme gibi, başkalarının yanında yemek yemekten kaçınmak gibi davranışlar gösterebilmektedirler. Bu kişiler çoğunlukla bol kıyafetler giyerek kilolu görünmekten kaçınırlar. Asla yeterince zayıf olduklarına inanmazlar. En yaygın belirtilerden biri ise yemek yedikten sonra kusmaktır.

Anoreksiya Nervoza tedavi edilebilen bir hastalıktır. Tanısı; psikiyatrist, diyetisyen, fizyoterapist, ortopedist gibi uzmanlar tarafından konulabilir. Genellikle tedavi sürecinde hastanın ailesi ve yakınlarının da desteği aranır. Tedavide başarının sağlanabilmesi büyük ölçüde hastanın bu farkındalığa sahip olarak tedaviyi kabul etmesidir. Hastaya vücut ağırlığının normal olmadığı konusu uzmanlar tarafından açıklanmalıdır. Hasta tedavi edilse dahi bu hastalığın nüksedebilme olasılığı yüksektir ve bu nedenle kontrollerin sıkça yapılması önemlidir.

Metabolizmanızı Hızlandırmak Sizin Elinizde

Metabolizmanın yavaş çalışması birçok rahatsızlığı da beraberinde getirir. Metabolizma ne hızlı çalışırsa sağlığınız için o kadar iyi olur. Metabolizma hızımızı düzenlemek bizim elimizde. Doğru besinler tüketerek ve spor yaparak metabolizmanızı hızlandırabilirsiniz.metabolizma hızlandırma, metabolizma hızlandırma yöntemleri, metabolizma nasıl hızlanırMetabolizma Hızlandıran Besinler

Acı biber yemek metabolizmayı %25 hızlandırır. Acı biberi çiğ olarak veya turşu olarak yiyebilirsiniz. Hatta acı biber mideyi de tedavi etme özelliğine sahip, C vitamini içeren önemli bir besindir. Yağ yakmayı hızlandırdığı için aynı zamanda formunuzu korumanıza yardımcı olur. Beyaz un ve beyaz unla yapılmış ürünler yerine doğal tahıl ekmekleri ve ürünleri tüketerek metabolizmanızı hızlandırabilirsiniz. Yulaf, tam buğday veya çavdarla yapılan ekmek ve bu tarz ürünleri hem sağlıklı hem de insülin seviyesini sabitleme özelliğine sahiptir. Brokoli kalsiyum kaynağı, C, K ve A vitamini içeriğine sahip faydalı bir besindir. Özellikle detoks özelliğine sahip olan brokoli sık sık tüketilmelidir. Bir porsiyonu ile vücudunuzun vitamin ihtiyacını karşılayıp formunuzu koruyabilirsiniz. Sıvı yemekler sağlık açısından çok önemlidir. Bu yüzden sofralarınızdan çorbayı eksik etmeyin. Kahve ve yeşil çayın yağ yakıcı özelliğini de unutmayın. Kahve ve yeşil çay içenlerin selüloitlerinde zamanla azalma olduğu gözlenmektedir. Gün içerisinde kesinlikle meyve tüketin. Özellikle elma ve armut metabolizma hızlandıran önemli besin çeşitleridir.

Kalsiyum İçerikli Besinler Metabolizmayı Hızlandırır

Kalsiyum vücudun en çok ihtiyaç duyduğu besinleri kapsar. Zayıflamak isteyenler için diyet listelerinin en başlıca ürünleri kalsiyum ürünleridir. Yumurta, yoğurt, süt ve peynir tüketerek hem zayıflayıp hem kalsiyum ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.

Sağlıklı Beslenmek İçin Tüketilmesi Gereken Çerezler

Vücudun omega ihtiyacını karşılayan besinler aynı zamanda metabolizmayı da hızlandırma özelliğine sahiptir. Ceviz, keten tohumu, badem ve bunun gibi sert kabuklu yiyeceklerde omega3 yeterli düzeyde vardır.

Baharatlar Metabolizmayı Hızlandırırmı?

Yemeklerin ve sofraların vazgeçilmezi olan baharatların sağlık açısından ne kadar faydalı olduğunu biliyormusunuz? Karabiber, sarımsak, hardal tohumu, zencefil yemeklerinizde gönül rahatlığı ile kullanabileceğiniz metabolizma hızlandırma özelliğine sahip baharat çeşitleridir. Yapılan araştırmalara göre bu baharatlarla yapılan yemekler ile kalori yakma miktarı oldukça yüksektir.

Engelliler İçin Tekerlekli Sandalye Seçimi

Engelliler için yaşam yeterince zor. Onlar için hayatı kolaylaştırmanın en önemli unsurlarından birisi tekerlekli sandalyelerdir. Yürüyemeyen, yatağa bağlı yaşayan veya hareket alanları sınırlı olan engellilerinde hayata karışmaları ve nefes almaları için tekerlekli sandalyeye ihtiyaçları vardır. Engel durumları ve hastalık türleri farklı olan hastalar için sandalyelerde farklı özelliklerde tasarlanır. Tek sandalye alma imkânı olanlar için sandalye seçimi ne kadar doğru yapılırsa, hastanın konforu ve rahatlığı da o kadar yüksek olur. Engelli sandalyesi alırken, hastanın ihtiyaçları, yaş ve kilo aralıkları ön planda tutulmalıdır. Hastanın ölçülerinden büyük veya küçük modeller seçilmesi oldukça rahatsız ve zor bir kullanım oluşturur.tekerlekli sandalye seçimi, tekerlekli sandalye çeşitleri, tekerlekli sandalye seçmekEngelliler İçin Tekerlekli Sandalye Modelleri

Tekerlekli sandalyeler, akülü, manuel ve elektrikli olmak üzere üç başlık altında toplanır. Bu modellerde özelliklerine göre kendi aralarında farklı çeşitlere ayrılır. Yalnızca hastanın kullanımını değil, refakatçının kullanımını da kolay hale getiren modeller vardır. Sandalyeyi kendisi yönetme kapasitesine sahip olan hastalar, daha çok akülü modelleri tercih etmektedir. Hızlı, iç ve dış mekânda rahatlıkla kullanılabilecek bu modellerin katlanılabilir özellikte olanları da var. Özellikle şehir dışı seyahatlerde ve kısa süreli mesafelerde katlanılabilir modeller, oldukça avantajlıdır. Modellerde hafiflik de alışverişte dikkat edilmesi gereken özelliklerin başında yer alıyor. Akülü modeller şarj edilerek kullanılır ve şarjı uzun süre dayanıklılık gösterir.

Manuel Sandalye Modelleri

En uygun fiyatlı ve birçok alanda uyumluluk sağlayan modellerdir. Gelişen teknoloji ile manuel modeller de oldukça yeni özelliklere sahiptir. Bu modellerin en önemli özelliklerinden birisi hafif olmalarıdır. Hasta iç ve dış mekânlarda rahatlıkla kullanabilir. Refakatçı kolları da çıkarılıp takılabilme avantajı sağlar. Bu modellerin tamamı genel olarak katlanabilir özelliğe sahiptir. Emniyet kemeri, yağmura dayanıklı kumaş yapısı ve rahat oturumu ile birçok engelli için uygun model seçeneklerinden oluşmaktadır. Anti bakteriyel kumaş dokusu ile kolayca temizlenir ve leke tutmaz. Hastanın kilosuna ve boyuna uygun seçim yapılması son derece önemli. Ayağa kaldıran sandalyeler, spastik sandalyeleri, hasta sandalyeleri ve farklı özelliklerde tasarlanan yüzlerce sandalye modelleri engelliler için hayatı kolaylaştırıyor.

Akneden kurtulmak için neler yapılabilir?

Tıptaki ilerlemeler sayesinde, günümüzde neredeyse her akne vakası kontrol edilebilmektedir. Hafif akne sorunu yaşayan pek çok insan iyi bir cilt bakımıyla temiz bir cilde sahip olmakta ve akne ürünleri reçetesiz olarak satılmaktadır. Ancak bu imkanlar her zaman akneyi kontrol etmeye yetmemektedir. Akne kontrolü için bazen bir dermatoloğun yardımı gerekir. Bir dermatoloğun uygulayacağı tedaviyle ağır bir akne vakası bile başarılı şekilde kontrol edilebilir.akne çözümleri, akneden kurtulma, akneden nasıl kurtulunurAkne tedavisi önemsiz gibi görünebilmekle birlikte, araştırmalar tedavinin değerine işaret etmektedir. Aknenin tedavi edilmesi nüksetmeyi ve izleri engelleyebilir. Kişinin yaşam kalitesini artırabilir. Akneyle birlikte yaşayan bir insan düşük özsaygı, endişe ve depresyon girdaplarına yakalanabilir. Akne, insanların hayallerinin peşinden gitme cesaretini bile kırabilir. Akne kontrol altına alındığında, kişinin kendine güveni artar. Endişe ve depresyon azalır.

Akne Tedavisinden Daha İyi Sonuçlar Almanın 12 Yolu

Etkili Akne Tedavisi, Genellikle İlaç Kullanımından Daha Fazlasını Gerektirir.

Akne ilaç tedavinizin size daha temiz bir cilt kazandırmasını ister misiniz? Daha iyi sonuçlar, en yeni akne tedavisini veya daha güçlü bir akne kremini denemekle değil, bazı küçük değişiklikler yaparak elde edilebilir.

Bir dermatologdan destek alanlar için

Akne tedavilerinizi tam olarak dermatoloğunuzun belirttiği şekilde kullanın. Akne sadece, akneye neden olan her şeyi hedefleyen bir tedavi uygulandığında temizlenir. Çoğu akne ilacı sadece 1 veya 2 nedeni hedeflediğinden, genellikle 2 veya 3 ürün gerekmektedir. Daha temiz bir cilt için, bu ürünler belirtildiği şekilde kullanılmalıdır.

Dermatoloğunuz tarafından belirtilmemiş olan akne tedavilerini kullanmayı bırakın. Dermatoloğunuzun istediği tedavi planının parçası olmayan akne ürünlerinin kullanılması cildinizi tahriş edebilir. Cildin tahriş olması genellikle daha fazla nüksetmeye yol açar. En iyi neticeler için, dermatologlar sadece tedavi planınızda yer alan akneyle mücadele ürünlerinin ve ilaçların kullanılmasını tavsiye etmektedir.

Çekinmeden konuşun. Dermatologlar, hastaların akne tedavisi konusunda kafalarının karışmasını istemez. Eğer bir şeyi anlamadıysanız, sorun. Dermatoloğunuzun öngörmediği bir akne tedavisiyle ilgileniyorsanız, bundan bahsedin. Sorular sormak genellikle etkili akne tedavisinin yanıtıdır.

Bir dermatologdan destek alanlar dahil, akne tedavisi uygulayan herkes için

Kesinlikle aknenizi patlatmayın, sıkmayın veya delmeyin. Sivilcelerin, beyaz noktaların, siyah noktaların ve kistlerin patlatılması ve sıkılması akneyi iyileştirmez. Sadece aknenin daha uzun süre devam etmesine neden olur. Bu durum, hangi tedaviyi kullanıyor olursanız olun daha temiz bir cilde kavuşmanızı güçleştirebilir. Patlatarak veya sıkarak bir sivilceden kurtulmaya çalışmak aynı zamanda ciltte kalıcı olabilecek bir ize neden olabilir.

Aşındırıcı sabun, yüz temizleyici, losyon, sıkılaştırıcı ve maske kullanmaktan kaçının. Bu maddeler cildi tahriş edebilir ve tahriş olan ciltte akne daha kolay nükseder. Ayrıca, tahriş olan cildin akne ilacını tolere etmesi daha zordur. Aslında, yumuşak bir temizleyiciyle yüzün günde iki defa yıkanması, akneyi kontrol etmek ve nüksetmeyi engellemek için daha etkilidir.

Cildinizi ovarak temizlemeyin. Yağlı ve kirli cildi ovarak temizlemek iyi bir fikir gibi görünse de, ovmak gerçekte akneye eğilimli cildi tahriş etmektedir. Cildin tahriş olması ise genellikle nüksetmeye neden olur.

Cildinizi ılık suyla (sıcak suyla değil) ve yumuşak bir temizleyiciyi parmak uçlarınızla uygulayarak temizleyin. Sabun bezleri çok aşındırıcı olabilir. Yıkamanın günde iki defayla sınırlandırılması tahrişin ve kuruluğun azaltılmasına yardımcı olabilir.

 Akne ilacını uygulamak için 5 ila 15 dakika bekleyin. Akne ilacının duştan çıktıktan veya yüzünüzü yıkadıktan hemen sonra uygulanması cildi tahriş edebilir ve nüksetmeye yol açabilir. Islak cilt maksimum emiciliğe sahiptir. Tahrişten kaçınmak için, dermatologlar akne ilacını uygulamadan önce 5 ila 15 dakika beklenmesini tavsiye ediyorlar.

 Sadece yağsız cilt bakım ve saç bakım ürünleri kullanın. Akne eğilimli cilde sahip insanların kullandığı makyaj, saç jölesi ve diğer bakım ürünleri yağ içermemelidir. Yağ, gözenekleri tıkar ve nüksetmeye neden olur. Etiketlerinde “oil free” (yağsız), “nonacnegenic” (akneye neden olmaz) veya “noncomedogenic” (komedona neden olmaz) ibareleri bulunan ürünleri tercih edin. Bu ibareler, ürünün gözenekleri tıkamadığını belirtir.

Akne ilacını makyajdan önce uygulayın. Yağ içermeyen bir makyaj kullanmak uygundur; ancak makyajın ilacın etkisini engellemediğinden emin olun. Makyaj daima lokal akne ilacından sonra uygulanmalıdır.

Cilt temizlendikten sonra ilacı kullanmaya devam edin. Cilt pürüzsüzlüğünü korumak için, genellikle en az 1 akne ilacı kullanmaya devam edilmelidir. Eğer reçetesiz bir ürün kullandıysanız, kullanımınızı haftada birkaç defaya düşürebilirsiniz.

 Terleme sonrası cildinizi nazikçe temizleyin. Terleme (özellikle şapka veya kask altında terleme), akneye eğilimli cildi uyarabilir. Terledikten sonra cildin en kısa sürede nazikçe temizlenmesi nüksetmeleri engelleyebilir. Terli cildi ovarak veya friksiyon yaparak temizlemekten kaçının. Bu, cildi tahriş ederek nüksetmeye neden olabilir.

Akneyle mücadele eden ürünlere etki etmeleri için yeterli zaman verin. Genellikle, 6 ila 8 haftadan sonra iyileşmeyi görmeye başlarsınız. İyileşme, kusursuz bir cilt değil, dikkat çekici bir fark demektir. Temiz bir cilt görmeniz genellikle 6 ay alır.